Dalgaların Dansı
Deniz her zaman huzurluydu, ta ki bir gün rüzgârla tartışana kadar. O günden sonra dalgalar birbirine çarpmaya, deniz köpürmeye başladı. Küçük bir deniz yıldızı, onların arasındaki kavgayı bitirip denizi yeniden müziğine kavuşturmak için cesur bir yolculuğa çıkar.

Uzak bir denizde, suyun mavisi gökyüzüne karışır, sabahları martıların sesiyle uyanılırdı.
Her sabah dalgalar ritmik bir dans eder, deniz rüzgârla birlikte bir melodi oluştururdu.
Ama bir gün, bir tartışma başladı.
Rüzgâr dedi ki:
“Ben olmasam sen hareketsiz kalırsın, ben seni dans ettiriyorum!”
Deniz köpürüp karşılık verdi:
“Ben olmasam senin esişin anlamsız olur, ben olmasam sen nereye koşarsın?”
Ve o günden sonra deniz kabardı, dalgalar sertleşti.
Martılar artık denize yaklaşamıyor, balıklar derinlere saklanıyordu.
Bu kargaşayı uzaktan izleyen minik bir deniz yıldızı, Lira, iç çekti.
“Ne oldu bizim huzurlu melodimize?” dedi.
Lira diğer deniz canlılarına seslendi ama kimse cesaret edemedi.
“Rüzgârla deniz kavga ederken kim araya girer ki?” dediler.
Ama Lira kararını vermişti. “Ben konuşacağım.”
Küçük bedeniyle dalgalara karşı yüzmeye başladı.
Bir dalga üstüne çıktı, diğeri onu savurdu ama Lira pes etmedi.
Sonunda denizin ortasına ulaştı. Gökyüzü griydi, rüzgâr uğulduyordu.
Lira başını kaldırdı:
“Deniz! Rüzgâr! Neden kavga ediyorsunuz?”
Bir anda sessizlik oldu. Rüzgâr uğuldamayı kesti, dalgalar hafifledi.
Deniz derin bir sesle konuştu:
“Ben onun kibirli olduğunu düşünüyorum.”
Rüzgâr sinirlendi: “Ben de onun bencilliğini!”
Lira gözlerini kapadı, kalbini dinledi.
“İkiniz de aynı şeyi unuttunuz,” dedi. “Dans etmek için biri başlar, diğeri dinler. Eğer ikiniz de aynı anda konuşursanız, müzik kaybolur.”
Rüzgâr durdu.
Deniz kabardı ama sonra sakinleşti.
Lira devam etti: “Her dalga, her esinti bir ritimdir. Ama ancak birlikte olunca güzeldir. Biri olmadan diğerinin sesi eksik kalır.”
Rüzgâr gülümsedi. “Belki de haklısın küçük yıldız.”
Deniz sessizce kıyıya doğru bir melodi gönderdi.
Bir dalga yavaşça Lira’yı sarıp köpüklerle yukarı kaldırdı.
“O zaman hadi, yeniden deneyelim,” dedi.
Ve o anda gökyüzü aydınlandı.
Rüzgâr hafifçe esti, deniz dalgalarla ritim tuttu.
Martılar geri döndü, balıklar yüzeye çıktı.
Lira, dalgaların üzerinde dönerek dans etti.
Rüzgâr fısıldadı:
“Senin adın artık bizim şarkımızda yaşayacak.”
O günden sonra deniz her sabah melodisini başlatmadan önce hafifçe fısıldardı:
“Lira, dansa başlıyoruz.”
Ve çocuklar o denizi dinlerken, dalgaların melodisinde bir deniz yıldızının cesaretini duyarlardı.



